forumagel
Admin
- Katılım
- 12 Ocak 2019
- Konular
- 5,996
- Mesajlar
- 6,112
- Beğeni
- 19
- Online
- 4 saat 17 dakika
- Yaş
- 34
Yenidoğan Çetesi soruşturması ikinci dalga operasyon başladı. Soruşturma kapsamında düzenlenen eşzamanlı operasyonda, aralarında 5 doktor, 3 hemşire, 5 sağlık çalışanı ve bir sivilin yer aldığı 14 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerin dijital materyallerine de el konuldu.
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca "suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "nitelikli dolandırıcılık", "rüşvet", "kasten öldürmenin ihmali davranış ile işlenmesi" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri yeni bir operasyon gerçekleştirdi. Yenidoğan Çetesi davası: 10 sanık için tutuklama talebi
Ekipler, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları öne sürülen, organize suç örgütü elebaşı olduğu iddia edilen doktor Fırat Sarı ile hareket eden 16 şüpheli daha belirlendi.Şüphelilerin adreslerine eş zamanlı düzenlenen operasyonda, aralarında 5 doktor, 3 hemşire, 5 sağlık çalışanı ve bir sivilin yer aldığı 14 şüpheli gözaltına alındı.
İki şüphelinin ise firari olduğu bilgisine ulaşıldı. Firari sanıklardan birinin dün Yenidoğan Çetesi davasının duruşmasında tutuklanması talep edilen tutuksuz sanıklardan hemşire Serenay Şenkalaycı olduğu da ortaya çıktı.Diğer firari şüpheli kadın doğum doktoru Songül Kaloğlu’nun ise İngiltere’de olduğu öğrenildi.
Bugünkü operasyonda gözaltına alınan şüphelilerin bebek ölümlerinde ihmali bulunduğu ve suç eyleminde yer aldığına ilişkin Sağlık Bakanlığı tarafından görevlendirilen müfettişlerce 28 Eylül 2024 ve 11 Kasım 2024 tarihli raporlar hazırlandığı öğrenildi.Buna göre, SGK Başkanlığınca özel hastanelerde tedavi gören bebek hastalara günlük 8 bin lira ödeme yapıldığı için hastane görevlilerinin iyileşen ve taburcu edilmesi gereken bebekleri, ödeme almaya devam edebilmek için hastanelerde tutmayı sürdürdükleri belirlendi.
Masraflardan kaçınmak için bahse konu yoğun bakım ünitelerinde bulunması zorunlu doktor personelin bulundurulmadığı, yalnızca resmi kayıtlarda görevli olarak gösterildiği, ancak bebeklerin durumları ağırlaştığı gün veya saatlerde görevli gösterilen doktorların başka yerde oldukları anlaşıldı.Bebek hastaların durumu kötüleştiğinde görevli doktorların hastaneye gitmedikleri, bunun da bebeklerin ölümüyle sonuçlandığı ortaya anlaşıldı. Yoğun bakım ünitelerinde hemşirelerin çalıştırıldığı, acil durumlarda telefonla hemşirelerin birbirlerine hangi müdahalede bulunmaları gerektiğini telkin ettikleri, hasta yakınları doktorla görüşmek istediğinde ise hemşirelerin kendilerini doktor olarak tanıttıkları yönünde bulgular elde edildi.Yoğun bakım ünitelerinde yatan bebeklerin günlük epikriz raporlarının da gerçeğe aykırı düzenlendiği tespit edildi.