- Katılım
- 31 Eki 2023
- Konular
- 399
- Mesajlar
- 616
- Tepkime puanı
- 2
- Çevrimiçi zaman
- 0
Çocukların bebeklerin özellikle yeni doğan bebeklerin ten temasına dokunmaya ihtiyaçları vardır. Anneyle olan bağın kurulmasında dokunmanın önemini Dr. Mehmet Yavuz böyle açıkladı...
Sevgi her canlının ihtiyaç duyduğu en temel şeydir. Geleceğimizi belirleyen bu duygu ile büyüyen çocuklar, daha sağlam karakterli olurlar ve hayata karşı güçlü duruş sergilerler.
Sevgi, çocuklara bebeklikten itibaren, öncelikle ebeveynleri tarafından sağlanmalıdır. Bu anlamda anne-bebek temasına değinmek faydalı olacaktır.
Bu konuda yapılan pek çok araştırma bize, yeni doğan bebeklerin doğduğu andan itibaren annesi ile ten temasında bulunması gerektiğini, gösteriyor. Sevgi duygusunun bebeğe geçebilmesi ve anne-bebek arasındaki bağın güçlenmesi bakımından bu konuya dikkat edilmesi gerekir. Diyen Dr. Mehmet Yavuz, konu ile ilgili önemli açıklamalarda bulunuyor.
Anneye bağlanma ve bütünleşme…
Konuyu açıklamadan önce; bugün psikiyatrinin en önemli kuramlarından biri olan bağlanma teorisinden bahsetmek yerinde olacaktır.Bu teoriye göre; bağlanma örüntüleri doğumdan itibaren ilk olarak anne ile başlar.
Her canlının ihtiyaç duyduğu bir duygu olan bağlanma; ten veya beden teması, koklama, görme, tatma,duyma gibi duyusal algılar, sevgi veya korku gibi duygularla, düşüncelerle ve anılarla ya da konuşa gibi farklı etkenlerle şekillenir.
Bu anlamda yeni doğan bebek için ten teması, süt emme, annenin kokusunu duyma, göz teması kurma ile başlayan bu ilişki annenin sesini ve söylediklerini anlaması ve hissetmesi ile devam eder.Dolayısı ile anneye bağlanma ve bütünleşme ruhsal örüntülerin temelidir. Bu bağ kurulamadığında ruhsal ve duygusal temeller sarsılır.Çocukta, hayatını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi için gerekli olan kendine güven duygusu, gelişemez. Bu da ileride psikolojik sorunlara zemin hazırlar.
Gebelik süresinde başlayan ilişki, doğumla devam eder..
Bilindiği üzere, anne karnındaki bebek, annesinin psikolojik durumundan,konuşmasından, karnına temasına kadar etkilenmekte ve tepkiler vermektedir.Annenin üzüntü,stres,mutluluk,kaygı gibi her ruh hali bebek tarafından hissedilir. Doğumun hemen sonrasında bebek ile anne arasında kurulan ten ve göz teması çok önemlidir.
Meme emme, çocukta yakınlık ve güven duygusunun temelini oluşturur.Böylece bebek ilerleyen yaşantısında daha sağlıklı ilişkiler kurabilir.Tersi durumlarda ise bebek, annesinden aldığı olumsuz enerji nedeni ile kendini huzursuz hisseder.Zamanla umutsuz ve güvensiz bir birey haline gelir.
Sevgi her canlının ihtiyaç duyduğu en temel şeydir. Geleceğimizi belirleyen bu duygu ile büyüyen çocuklar, daha sağlam karakterli olurlar ve hayata karşı güçlü duruş sergilerler.
Sevgi, çocuklara bebeklikten itibaren, öncelikle ebeveynleri tarafından sağlanmalıdır. Bu anlamda anne-bebek temasına değinmek faydalı olacaktır.
Bu konuda yapılan pek çok araştırma bize, yeni doğan bebeklerin doğduğu andan itibaren annesi ile ten temasında bulunması gerektiğini, gösteriyor. Sevgi duygusunun bebeğe geçebilmesi ve anne-bebek arasındaki bağın güçlenmesi bakımından bu konuya dikkat edilmesi gerekir. Diyen Dr. Mehmet Yavuz, konu ile ilgili önemli açıklamalarda bulunuyor.
Anneye bağlanma ve bütünleşme…
Konuyu açıklamadan önce; bugün psikiyatrinin en önemli kuramlarından biri olan bağlanma teorisinden bahsetmek yerinde olacaktır.Bu teoriye göre; bağlanma örüntüleri doğumdan itibaren ilk olarak anne ile başlar.
Her canlının ihtiyaç duyduğu bir duygu olan bağlanma; ten veya beden teması, koklama, görme, tatma,duyma gibi duyusal algılar, sevgi veya korku gibi duygularla, düşüncelerle ve anılarla ya da konuşa gibi farklı etkenlerle şekillenir.
Bu anlamda yeni doğan bebek için ten teması, süt emme, annenin kokusunu duyma, göz teması kurma ile başlayan bu ilişki annenin sesini ve söylediklerini anlaması ve hissetmesi ile devam eder.Dolayısı ile anneye bağlanma ve bütünleşme ruhsal örüntülerin temelidir. Bu bağ kurulamadığında ruhsal ve duygusal temeller sarsılır.Çocukta, hayatını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi için gerekli olan kendine güven duygusu, gelişemez. Bu da ileride psikolojik sorunlara zemin hazırlar.
Gebelik süresinde başlayan ilişki, doğumla devam eder..
Bilindiği üzere, anne karnındaki bebek, annesinin psikolojik durumundan,konuşmasından, karnına temasına kadar etkilenmekte ve tepkiler vermektedir.Annenin üzüntü,stres,mutluluk,kaygı gibi her ruh hali bebek tarafından hissedilir. Doğumun hemen sonrasında bebek ile anne arasında kurulan ten ve göz teması çok önemlidir.
Meme emme, çocukta yakınlık ve güven duygusunun temelini oluşturur.Böylece bebek ilerleyen yaşantısında daha sağlıklı ilişkiler kurabilir.Tersi durumlarda ise bebek, annesinden aldığı olumsuz enerji nedeni ile kendini huzursuz hisseder.Zamanla umutsuz ve güvensiz bir birey haline gelir.