- Katılım
- 7 Nis 2025
- Konular
- 367
- Mesajlar
- 780
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 121
- Puan
- 93
- Konum
- İstanbul
- Web sitesi
- forumagel.com
Günümüzün en çok konuşulan konularından biri olan yapay zeka (YZ), aslında dünün bilim kurgu hayallerinin ve onyıllardır süren bilimsel çalışmaların bir ürünüdür. YZ'nin tarihi, makinelerin insan gibi düşünebilmesi fikrinin doğuşundan, bugünkü karmaşık algoritmaların ve modellerin geliştirilmesine uzanan, inişli çıkışlı ancak bir o kadar da büyüleyici bir serüveni kapsar.
Yapay zeka kavramının felsefi kökenleri çok daha eskilere dayansa da, modern anlamda yapay zekanın başlangıcı genellikle 1950'lere konumlandırılır. Bilgisayarların gelişimiyle birlikte bilim insanları, makinelerin sadece hesaplama yapmakla kalmayıp, problem çözme, öğrenme ve karar verme gibi "akıllı" davranışlar sergileyebileceği fikrini tartışmaya başladılar.
Bu alandaki dönüm noktalarından biri, 1956 yazında Dartmouth Koleji'nde düzenlenen ve "yapay zeka" (artificial intelligence) teriminin ilk kez kullanıldığı atölye çalışmasıdır. John McCarthy, Marvin Minsky, Claude Shannon gibi öncü isimlerin katıldığı bu toplantı, YZ'yi ayrı bir araştırma alanı olarak tanımlamıştır. İlk dönemlerdeki iyimserlik oldukça yüksekti; birçok araştırmacı, makinelerin birkaç on yıl içinde insan zekasına yetişebileceğine inanıyordu. Sembolik akıl yürütme ve problem çözme programları geliştirildi.

Ancak ilk heyecan, kısa sürede yerini zorluklara bıraktı. Bilgisayarların işlem gücü sınırlıydı, veri miktarı azdı ve problemlerin karmaşıklığı hafife alınmıştı. Beklentilerin karşılanamaması ve somut ilerlemenin yavaşlaması, 1970'lerin sonları ve 1980'lerde "YZ Kışı" olarak adlandırılan finansman kesintisi ve ilginin azalması dönemlerine yol açtı. Bu dönemlerde YZ araştırmaları tamamen durmasa da önemli ölçüde yavaşladı.
1980'lerde Uzman Sistemler popülerleşti. Belirli bir alandaki insan uzmanlığının kurallar ve bilgi tabanları aracılığıyla bilgisayar sistemlerine aktarılması prensibine dayanan bu sistemler, bazı endüstrilerde (örneğin tıp, finans) kullanıldı. Ancak uzman sistemler de esneklik eksikliği ve büyük bilgi tabanlarını yönetme zorluğu gibi sınırlılıklar nedeniyle ikinci bir YZ Kışı'nın yaşanmasına katkıda bulundu.
1990'lar ve 2000'lerin başı, istatistiksel yaklaşımların ve Makine Öğrenmesinin (Machine Learning - ML) yükselişine sahne oldu. Veriden öğrenen algoritmalar, kural tabanlı sistemlere göre daha güçlü ve uyarlanabilir olduklarını kanıtladılar. Destek Vektör Makineleri, karar ağaçları gibi algoritmalar yaygınlaştı ve spam filtreleme, basit sınıflandırma görevleri gibi alanlarda başarılar elde edildi.
YZ tarihindeki en büyük sıçrama ise son on yılda yaşandı. Büyük Veri (Big Data) çağının başlaması, internetin yaygınlaşmasıyla devasa veri kümelerinin oluşması, Grafik İşlem Birimlerinin (GPU) hesaplama gücünde sağladığı devrimsel artış ve algoritmik iyileştirmeler, özellikle Derin Öğrenme (Deep Learning) tekniklerinin önünü açtı. Çok katmanlı sinir ağları, daha önce çözülmesi zor olan görüntü tanıma, konuşma anlama ve doğal dil işleme gibi karmaşık görevlerde insan benzeri veya insanüstü performanslar sergilemeye başladı.
Günümüzde yapay zeka, laboratuvarların dışına çıkarak endüstrinin ve günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Büyük dil modelleri (ChatGPT gibi), üretken yapay zeka (metin, görsel, müzik üreten), otonom sürüş ve kişiselleştirilmiş öneri sistemleri gibi uygulamalar, YZ'nin geldiği son noktayı gösteriyor.
Yapay zekanın tarihi, sadece teknolojik ilerlemeyi değil, aynı zamanda bilim insanlarının azmini, karşılaşılan engelleri ve sürekli yeniden tanımlanan hedefleri de anlatır. YZ hala genel insan zekasına (AGI) veya süper zekaya (ASI) ulaşmaktan uzak olsa da, bu alandaki durmak bilmeyen araştırmalar, gelecekte YZ'nin insanlık için neler getirebileceği konusunda büyük bir merak uyandırmaya devam ediyor.
Yapay zeka kavramının felsefi kökenleri çok daha eskilere dayansa da, modern anlamda yapay zekanın başlangıcı genellikle 1950'lere konumlandırılır. Bilgisayarların gelişimiyle birlikte bilim insanları, makinelerin sadece hesaplama yapmakla kalmayıp, problem çözme, öğrenme ve karar verme gibi "akıllı" davranışlar sergileyebileceği fikrini tartışmaya başladılar.
Bu alandaki dönüm noktalarından biri, 1956 yazında Dartmouth Koleji'nde düzenlenen ve "yapay zeka" (artificial intelligence) teriminin ilk kez kullanıldığı atölye çalışmasıdır. John McCarthy, Marvin Minsky, Claude Shannon gibi öncü isimlerin katıldığı bu toplantı, YZ'yi ayrı bir araştırma alanı olarak tanımlamıştır. İlk dönemlerdeki iyimserlik oldukça yüksekti; birçok araştırmacı, makinelerin birkaç on yıl içinde insan zekasına yetişebileceğine inanıyordu. Sembolik akıl yürütme ve problem çözme programları geliştirildi.

Ancak ilk heyecan, kısa sürede yerini zorluklara bıraktı. Bilgisayarların işlem gücü sınırlıydı, veri miktarı azdı ve problemlerin karmaşıklığı hafife alınmıştı. Beklentilerin karşılanamaması ve somut ilerlemenin yavaşlaması, 1970'lerin sonları ve 1980'lerde "YZ Kışı" olarak adlandırılan finansman kesintisi ve ilginin azalması dönemlerine yol açtı. Bu dönemlerde YZ araştırmaları tamamen durmasa da önemli ölçüde yavaşladı.
1980'lerde Uzman Sistemler popülerleşti. Belirli bir alandaki insan uzmanlığının kurallar ve bilgi tabanları aracılığıyla bilgisayar sistemlerine aktarılması prensibine dayanan bu sistemler, bazı endüstrilerde (örneğin tıp, finans) kullanıldı. Ancak uzman sistemler de esneklik eksikliği ve büyük bilgi tabanlarını yönetme zorluğu gibi sınırlılıklar nedeniyle ikinci bir YZ Kışı'nın yaşanmasına katkıda bulundu.
1990'lar ve 2000'lerin başı, istatistiksel yaklaşımların ve Makine Öğrenmesinin (Machine Learning - ML) yükselişine sahne oldu. Veriden öğrenen algoritmalar, kural tabanlı sistemlere göre daha güçlü ve uyarlanabilir olduklarını kanıtladılar. Destek Vektör Makineleri, karar ağaçları gibi algoritmalar yaygınlaştı ve spam filtreleme, basit sınıflandırma görevleri gibi alanlarda başarılar elde edildi.
YZ tarihindeki en büyük sıçrama ise son on yılda yaşandı. Büyük Veri (Big Data) çağının başlaması, internetin yaygınlaşmasıyla devasa veri kümelerinin oluşması, Grafik İşlem Birimlerinin (GPU) hesaplama gücünde sağladığı devrimsel artış ve algoritmik iyileştirmeler, özellikle Derin Öğrenme (Deep Learning) tekniklerinin önünü açtı. Çok katmanlı sinir ağları, daha önce çözülmesi zor olan görüntü tanıma, konuşma anlama ve doğal dil işleme gibi karmaşık görevlerde insan benzeri veya insanüstü performanslar sergilemeye başladı.
Günümüzde yapay zeka, laboratuvarların dışına çıkarak endüstrinin ve günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Büyük dil modelleri (ChatGPT gibi), üretken yapay zeka (metin, görsel, müzik üreten), otonom sürüş ve kişiselleştirilmiş öneri sistemleri gibi uygulamalar, YZ'nin geldiği son noktayı gösteriyor.
Yapay zekanın tarihi, sadece teknolojik ilerlemeyi değil, aynı zamanda bilim insanlarının azmini, karşılaşılan engelleri ve sürekli yeniden tanımlanan hedefleri de anlatır. YZ hala genel insan zekasına (AGI) veya süper zekaya (ASI) ulaşmaktan uzak olsa da, bu alandaki durmak bilmeyen araştırmalar, gelecekte YZ'nin insanlık için neler getirebileceği konusunda büyük bir merak uyandırmaya devam ediyor.