Geometri, etrafımızdaki dünyayı anlamak için kullandığımız temel araçlardan biridir ve en temelinde üç soyut kavram yatar: nokta, doğru ve düzlem. Nokta, uzayda belirli bir konumu temsil eden, boyutu olmayan bir fikirdir. Tıpkı bir haritadaki bir işaret gibi, sadece bir yeri gösterir. Doğru ise sonsuza kadar iki yönde de uzanan, en kısa yolu temsil eden tek boyutlu bir kavramdır. Gerilmiş bir ipi ya da lazer ışınını düşünebiliriz. Düzlem ise sonsuza kadar her yönde yayılan, üzerinde doğruları ve noktaları barındıran iki boyutlu bir yüzeydir. Bir masa yüzeyi ya da sonsuz bir kara tahta gibi hayal edilebilir.
Bu üç temel kavram, tüm geometrik şekillerin ve ilişkilerin temelini oluşturur. Üç nokta birleşerek bir üçgeni, doğrular kesişerek açıları, düzlemler birleşerek katı cisimleri meydana getirir. Bu soyut fikirler, mühendislikten sanata, mimariden fiziğe kadar pek çok alanda karşımıza çıkar. Geometrik düşüncenin ilk adımı, bu temel taşları anlamaktan geçer. Etrafınıza baktığınızda gördüğünüz her şeklin ve yapının bu basit ama güçlü kavramlar üzerine inşa edildiğini fark edeceksiniz.
Bu üç temel kavram, tüm geometrik şekillerin ve ilişkilerin temelini oluşturur. Üç nokta birleşerek bir üçgeni, doğrular kesişerek açıları, düzlemler birleşerek katı cisimleri meydana getirir. Bu soyut fikirler, mühendislikten sanata, mimariden fiziğe kadar pek çok alanda karşımıza çıkar. Geometrik düşüncenin ilk adımı, bu temel taşları anlamaktan geçer. Etrafınıza baktığınızda gördüğünüz her şeklin ve yapının bu basit ama güçlü kavramlar üzerine inşa edildiğini fark edeceksiniz.